Dünyanın her ülkesinde kadınlar erkeklerden çok daha sıklıkla depresyon tanısı alıyorlar ve intihara kalkışıyorlar buna karşın ölümle sonuçlanan intiharlar ise erkeklerde kadınlardan kat kat yüksek oranda gerçekleşiyor. Neden ?
Aslında intihar nedeniyle ölümler hiç de düşünüldüğü gibi seyrek değil. 2016 yılında dünya sağlık örgütünün verilerine göre tüm dünyada 793 bin insan canına kıymış ve bunların büyük bir çoğunlu da erkek ! Evet erkekler istatistiklere göre en az 3 kat daha fazla oranda ölümle sonuçlanan intihar girişiminde bulunuyorlar.
Can kaybı ile sonuçlanan intiharların arkasında çok sayıda sebep vardır ve bu etmenlerin bir bileşkesi olarak bu acı tablo ortaya çıkar. Bu konu üzerinde tahlil yapıldığında cinsiyet farkı ve davranışları dikkat çekmektedir. Özellikle intiharların arkasındaki en önemli faktör olan depresyonun kadınlarda 2 kat daha fazla görünmesine karşın ölüm oranlarının erkeklerde kat kat daha fazla olması diğer risk unsurlarını dikkate almayı gerektirir.
Erkeklerin İntihar Yöntemleri Daha Şiddetli ve Yıkıcı
Erkek olmanın her anlamda kadınlara göre şiddete daha yatkın olma riskini artırdığını biliriz. Cezaevlerinde yaralama ve cinayete bağlı hükümlülerin çok büyük bir çoğunluğu erkektir. Bu yıkıcı davranışlara daha yatkın olma hali kendine yönelik şiddet olarak tanımlanabilecek intihar için de ne yazık ki geçerlidir.
Evet ne yazık ki erkeklerin kullandıkları canına kıyma girişimleri çok daha tehlikeli ve yıkıcı oluyor. Onları kurtarmak için yapılan müdahaleler yapılana kadar daha fazla ölüm olgusu ortaya çıkıyor. Ateşli silah sahiplerinin çok büyük bir kısmı erkek ve erkeklerin ölümle sonuçlanan intihar girişimlerinin yarısından çoğunda olaya ateşli silahlar karışıyor.
Erkeklerin Ölüm Niyeti Çok Daha Yüksek
İntihar girişimleri psikiyatride her zaman en üst düzeyde ciddiye alınması gereken durumlardır buna karşın her intihar girişiminin amacı tam anlamıyla ölmek olmayabilir.
Öfke, ağır hayal kırıklığı gibi durumlarda çevresindeki önemli insanlara ciddi mesajlar vermek gibi örtülü amaçlar olabilir.
Ergenlerin kendilerine alan açmak istemesi ile ya da maruz kaldıkları olumsuz tutumlara bir tepki amacı ile yapılabilir.
Bileğini kesmek, kendince ölüme sebebiyet vermeyecek kadar miktar ve türde aşırı ilaç kullanımları gibi kendine zarar verme davranışları ile intihar girişimi arasında kimi zaman bulanık bir çizgi vardır. Adresini bulamayan öfke bazen kendine dönebilir. Güçlü bir ölüm isteği ile yapılan intihar girişimleri ise nispi olarak erkeklerde daha sık görülmektedir.
Erkeklerin Risk Faktörleri
İletişim
En kritik unsur iletişim. Kadınların sıkıntılarını daha çok paylaştıklarını erkeklerin ise sürekli içine attıklarını söylemek basite indirgemek gibi algılansa da sanırım gerçeklik payı var bu yaygın söylemin. Toplum ve kültür erkeklerin güçlü durmaları gerektiğini telkin eder ve erkeklerde çok zorlandıklarını ve acı çektiklerini ne çevresine ne de kendine itiraf edemezler ne yazık ki. Çocukluktan itibaren “erkekler ağlamaz” gibi genel kabuller, erkeklerin duygu ifadelerini zayıflık olarak yaftalamak bu duruma zemin hazırlayan kültürel şablonlardır.
Kanada İntiharı Önleme Merkezi’nin yaptığı bir çalışmada çocuklarla kurulan ilişkilerde bile annelerin kız çocukları ile kendilerini daha çok özdeşleştirdikleri ve onlarla duyguları daha fazla konuşmaya eğilimli oldukları ve aynı zamanda erkek çocuklardan bu bakımdan daha dayanıklı davranmalarını beklediklerini göstermiştir.
Erkekler Profesyonel Yardım Almaktan Kaçınıyorlar
Kültürel farklar etkili olmakla beraber tüm dünyada erkeklerin kadınlara göre psikolojik sorunları için danışmanlık almaya çok daha az yatkın olduğu bilinen bir gerçektir. Psikiyatri polikliniklerine başvuranlar açısından bakıldığında kadınların erkeklere göre en az 1.5 kat daha fazla oranda olduğu görülmektedir. Aslında bu durum erkeklerin daha az psikiyatrik rahatsızlıklardan etkilendiği anlamına gelmemektedir. Erkekler içine girdikleri badirenin bir profesyonel yardımla düzelebilecek bir rahatsızlık olduğunu inkar etmeye eğilimli olduklarına işaret etmektedir. İçine girdiği durumu kendinden ayrı, yardımla düzelebilecek bir sorun gibi görmeyen insanlara destek olmak daha zor bir iş haline gelmektedir. İntiharla ölen insanların 3’te 2’sinin o süreçte bir uzmanla görüşmediği bilinen bir diğer acı istatistiksel gerçektir !
Erkekler Daha Çok Alkol-Madde Kullanıyorlar
Evet oransal olarak alkol kötü kullanımı ve madde kullanımı erkeklerde yine daha sık olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle bunaltı ve depresyon durumunda sıkıntısını gidermek için alkol-madde kullanımına yönelmek dürtüsel ve tehlikeli davranışlara yol açabiliyor. Özellikle alkol kısa dönemde rahatlatıyor gibi görünse de denetimsiz davranışların arkasında yatan en önemli risk unsurlarının başında geliyor.
Sosyo-Ekonomik Sorunlar
Erkeklerden iş hayatında kadınlara göre daha yüksek beklentiler vardır. Parasal açıdan güçlü olmaları, ailelerinin geçimini kadınlara göre ağırlıklı olarak sağlamaları beklenir.
Özellikle ülkemizde de son zamanlarda artan işsizlik sorunu ile artan intihar olguları arasındaki ilişki çok tartışılmaktadır. Hatta siyasi tartışmalarda ciddi konular arasında yer almaktadır. İşsizlik hem kadınları hem erkekleri ilgilendiren bir sorun olmasına karşın erkekler üzerinde çok daha ağır sosyal yıkıma zemin hazırladığı bilinen bir gerçektir.
2015 yılında yapılan bir çalışmada işsizlik oranlarında % 1’lik bir artışın intihar oranlarında % 0.79’luk bir artışa sebep olduğu gösterilmiştir.
İşsizlik zaten yalnızlık ve sosyal izolasyon bakımından risk altında olan erkekleri boşanma, sağlık sorunları gibi intihar açısından daha da artmış sorunlara maruz bırakabilir.
Tabi ki şunu da söylemek gerekir ki binlerce insan işini kaybediyor, ciddi ekonomik sorunlar içine giriyor ve intihar girişiminde bulunmuyor. Ancak depresyon ve kendine zarar verme eğiliminde olan bir çok erkek için bu psiko-sosyal meseleler öz kıyım gibi hazin sonuçlara kapı aralamaktadır.
Çözümler
İntiharlar 45 yaşından genç erkekler için bir numaralı ölüm sebebidir. Bu çarpıcı gerçekle bizi yüzleştirdiği gibi aslında genç erkeklerde bir çok ölümün önlenebilir olduğuna da işaret etmektedir.
Erkeklerin sıkıntılarını konuşabilecek imkanları çoğaltmak, özel bilinçlendirme çalışmaları yapmak, iş yerlerinde ruh sağlığını koruyucu projeler geliştirmek büyük katkılar sağlayacaktır.
İntiharı medyada anlatır ve aktarırken de uzmanlara danışıp riskli insanların buna yönelmesini önleyecek tedbirlerin alınması gerekir.
Bir diğer umut verici yol da teknolojinin getirdiği imkanlardır. Herkeste bulunan akıllı telefonlarda geliştirilecek uygulamaların intihar yardım kanallarını etkili bir şekilde hayata geçirmesi de mümkündür.
Ama belki de en önemlisi kadın – erkek farketmez toplumsal duyarlılığımız olmalıdır. Yardıma ihtiyacı olan insanları farketmek hem manevi açıdan destek olmak hem de gerektiğinde uzman yardımı almaları bakımından öncülük etmek en değerli yöntemlerin başında gelmektedir.